27 Şubat 2017 Pazartesi

HAYIR DEMEK....

     Günümüz de aslında pek kullanmadığımız bir kelimedir HAYIR. Aslında bu kelimenin özü bize sorgulamayı öğretir. Hayır dediğinizde alacağınız cevap size soru olarak yöneltilir. Neden ? Çünkü ile başlayan cevabı vermek veya duymak istersiniz. İşte hayır la başlayan cümleler bize güzel olarak geri döner. İncelediğinizde mantıklı bir sebebiniz yok ise hayır demezsiniz. Ya cevapsız kalırsınız yada siz de düşünürsünüz. Size karşı bir haksızlık yapıldığın da veya kendinizce doğru olmayan bir şey istendiğin de hayır dersiniz. Çünkü enine boyuna size düşünmeyi sorgulamayı öğretir. Bilmediklerinizi öğretir bu kelime. Genel de çocuklarınıza bu kelimeyi çok kullanırsınız. Neden mi? Onlar istedikleri şeyin yanlış olduğunun pek farkına varamazlar da ondan. Siz onun yerine düşünür hayır dersiniz ama ona da sebebini açıklarsınız. Eğer sebebini çocuk anlamaz ise devamlı aynı şeyi istemekten bıkmaz. Ama çevremizde ki kişilere nedense pek kullanmayız. Toplum da bu kelime pek kullanılmamasından dolayı tepkisiz bir hâl almış durumda. Mesela bir deneyin, çevreniz de insanlara HAYIR deyin yüzünüze nasıl bön bön baktıklarının farkına varıp sizden neden sorusunun cevabını almak isteyecekler ve sizde gerekçelerinizi sıralayacaksınız. Karşı tarafın belki düşünemediğini sen düşüneceksin ve aydınlatıcı olacaksın. Belki de bir yanlışı önleyeceksin. Kendine göre iyilik diye adlandırdığın eylem belki karşı tarafın çıkarcılık yapmasına sebep olacak ve müsebbibi  de sen olmuş olacaksın farkına varmadan. EVET kelimesi kabul kelimesidir. Sen nasıl düşünürsen, sen nasıl yaparsan kabulüm demiş olursun. Sizi sorgulatmaz, düşünmeye sevk etmez. Bizler yetiştirilme tarzı olarak aile için de hayır kelimesi duymayan bir nesil olarak büyütüldük. Hep başkaları bizim adımıza düşündü, bizim adımıza karar verdi ,biz tepki göstermedik ve bütün yanlışlıklar buradan baş gösterdi. Biz yanlışa tepki göstermedikçe kabul etmiş sayıldık. Bunun üzerine bir de korku imparatorluğu kurdular. Etrafımızda ki insanlara benzememiz için kıyas yöntemini seçtiler bizler de birbirimize benzeyen, aynı düşünce tarzına sahip toplum da kabul görmüş insanlar olarak hayatımıza devam etmek zorunda bırakılıyoruz. Bizler insan olarak şekil itibari ile birbirimize benzesek dahi düşünsel olarak, ruh olarak o kadar renkliyiz ki... Çeşitlilik ve farklılığımız burada kendini gösteriyor. Her kez in farklı düşünce yapısı ve yetenekleri yaşantımız için de bir sürü güzellikler ortaya çıkarıyor
ve buluşlar icad ediliyor, buluşlar yapılıyor. Heyecanlı ve korku dolu anlara tanıklık ediyoruz. Bunlar bizim farklılıklarımızdan ortaya çıkıyor. Şöyle bir yüzeysel üstünden geçtiğim bu örnekler çoğaltılabilir. Bol HAYIR'lı günleriniz olsun bol bol düşünelim.

23 Şubat 2017 Perşembe

AŞKIN OLMADIĞI YERDE....

     Aşk Allah'ın bize bir hediyesi bence. Onun olmadığı yerde çaresizlik vardır, yılgınlık vardır,bezginlik vardır.Hayat çoktan elini eteğini çekmiştir oradan. Yaşamak zordur o yerde. İnsanlar zavallı kişilerdir. Kalpleri manasız atar, gözleri emanet birer fener gibidir yuvalarında. Ağlayamazlar, gülmek nedir bilmezler. Gülemezler. Yaşama umudu çoktan onları terk etmiştir. Onlar boş bir şekilde yaşarlar. Aşkın olmadığı yerde renk yoktur, şiir yoktur, sıcaklık yoktur. Buz gibi nereye baksan boz bulanıktır. Soğuk birer buz parçası gibi her, şey hiç bir şey hissetmezler. Yaşamaktan hiç bir şey anlamazlar, bom boştur. Kimse ne yaptığını, ne aradığını bilmeden savrulur zaman içinde.
     Aşkın olmadığı yerde, korku vardır, kaygı vardır, panik vardır. Sarhoş gibi ne aradığını bilmeden bir yerlere gitmeye çalışırlar, kurtulmaya çalışırlar bu kaostan ama bir türlü çıkar yol bulamazlar ve ararlar, ararlar. Aslında istedikleri tek şey güven içinde seven ve sevmesini bilenlerin yurdunu bulmaktır. Yani yaşamın içinde aşkın ve sevginin hüküm sürdüğü, ve onlarla birlikte güven ve hoşgörünün olduğu yer. İnsanın tek gayesi budur. Gerisi boş ve yalandır.
     Aşkın olmadı yerde, hayal kurmak yoktur, umut yoktur, özlem yoktur,yanmak yoktur, alev alev. İnsanı insan yapan duygular yoktur. Denizler kurumuş,nehirler yatağından çekilmiş, çorak bir kara parçası olmuştur. Tüm güzelliklerin bittiği yerdir orası. Aşkın olmadığı yerde insan yaşayamaz, yaşasa yaşadığını anlayamaz. Ölüm bile sevgisizlikten daha güzeldir. Ölüm de mana vardır, sonsuzluk vardır, mükâfat vardır. Kalplerimizi  aşkın ve sevginin yurdu yapalım dostlar.....