28 Aralık 2016 Çarşamba

HAK VE HAKKANİYET NEDEN ÖNEMLİ

Hak dediğiniz zaman kişiye ait maddi ve manevi malına el koymaktır. İster zorla yada kandırarak ne şekilde olursa olsun adı hırsızlıktır. Yani birinin malını görmeden almakla bu yolla almanın hiç bir farkı yok anlayacağınız.. Mesela kul hakkı deyince akla hemen para , mal , mülk gibi parayla karşılığı olan mallar geliyor akla değil mi? Aslında günlük yaşantımız içinde ne kadar hakka giriyoruz da hangimiz farkındayız.. Sabah kalktınız. Evden dışarıya somurtkan çıktınız. Gördüğünüz tanıdıklarınıza selam vermediniz yada konuşmaya değer bulmadınız, yere çöp attınız,tükürdünüz,arabayla gidiyorsanız yayalara yol vermediniz, yandaki arabayı solladınız, hızda haddinizi aştınız, küfrettiniz,alaya aldınız, aşağıladınız yada önemsiz saydınız. Yanınızda vuku bulmuş bir olay karşısında hak ve hakkaniyeti savunmadınız aman bana ne ? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediniz. Yani bu örnekler gün içerisinde çok arttırılabilir. Fitne fesat tohumları ekmek,iftira atmak, bozgunculuk çıkarmak dedikodu yapmak. Toplumumuzun içerinde ne kadar yaygın bu davranışlar ama hiç kimse farkına varmıyor yada farkında olmasına rağmen kendi de yaptığından dolayı önemsemiyor. İşte önemsemediğimiz bu davranışlar küçük gibi görünse de toplum içerinde bozulmalara yol açıyor ve toplum bozuluyor.  Bir zaman sonra kişinin kendisi zarar görmeye başlayınca ver yansın ediyor ama nafile.Onun için diyorlar ya etme bulma dünyası diye.. Çünkü Allah dünyada öyle bir sistem kurmuş ki buna çekim yasası diyorlar günümüz araştırmacıları bu çekim yasası siz ne yaparsanız belli bir zaman sonra size misli ile dönüyor. İşte kişilerden oluşan toplumda kişiler böyle davranmaya başlarsa onlardan oluşan toplum da bu denli acımasız ve çıkarcı oluyorlar. İşte bu toplumlar yaşanacak toplumlar olmaktan çok kaçılan toplumlar oluyor. Bu arada kanun ve yasalar da gereği gibi işlemezse işte gücü yeten yetene sistemi gelmiş oluyor. Herkes kendi adaletini sağlamaya çalışıyor. Hal böyle olunca içinden çıkılamaz bir hale bürünüyor. Bu yüzden toplumları oluşturan kişiler  kendilerine yapılmasını istemediği hiç bir şeyi kimseye yapmaması ilkesinden yola çıkarak hareket etmesi sorunu aslında temelden çözmüş oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder